İnsanın hayatı boyunca alıştığı, farkında olmadan günlük yaşantısında defalarca tekrarladığı davranışları ya da yaşadığı hisleri vardır. Yaşam boyunca alışkanlık haline gelen bu davranışlar ve hisler bazen o duygunun önemini biraz olsun yitirmesine, verdiğimiz önemin yokmuş gibi anlaşılmasına sebep olabilir. Bu yazımdaki amacım yaşantımızda aslında çok büyük bir yere sahip olan fakat günlük yaşantı halinde belirli bir alışkanlık seviyesine ulaştığı için değeri pek fazla hissedilmeyen müziğin kıymetini ve hayatımızdaki yerini anlatmak.
Öncelikle müziği tanımlamakla işe başlayalım;
Müziğin iki adet tanımı mevcuttur. Bunlardan bir tanesi “ İnsanların duygu ve düşüncelerini ezgiler yoluyla anlatma sanatına müzik denir.” , diğeri ise “ İnsanların duygularını şekillendiren ve yön vermeye yardımcı olan sanat biçimine müzik denir.” dir.
Yani müzik hem bizim duygularımızı yansıtıyor, hem de mevcut duygularımıza yön verip bu duygularımızın değişimini sağlayabiliyor. Müziğin insan hayatındaki yerini anlayabilmemiz için öncelikle bu tanımları bilmemiz ve müziği bir süreliğine hayatımızdan tamamen çıkardığımızı düşünmemiz gerekiyor. Aslında bu söylediğimi yapabilmemiz çok da mümkün değil. Çünkü müzik sadece belirli bir düzende oluşturulmuş nota kalıpları değildir. Aynı zamanda doğada duyduğumuz tüm sesler (adım sesleri, korna sesleri, rüzgar ses…) müziğin ve onun içinde bulunan bazı kavramların temelidir. Fakat biz yine de ilk aklımıza gelen haliyle yani sadece nota kalıpları olarak düşünüp hayatımızdan çıkardığımızı farzedelim. En basit örneğiyle izlediğimiz bir diziyi ya da filmi hayal edelim. Duygusal sahnelerde gelen hüzün dolu nağmelerin ya da komik sahnelere eşlik eden neşeli notaların tamamını çıkarın bu sahnelerden. Kesinlikle izlediğimiz şey tamamen anlamsızlaşır demeyeceğim çünkü tabi ki burada sanatın bir kolu olan sahne sanatı elbette o duyguyu bize yeterince tattıracaktır. Fakat müzik, bu sanatla uğraşan kişilerin vermek istedikleri o duyguyu ciddi anlamda desteklemektedir. Yine aynı şekilde izlediğimiz reklamların ardındaki müziği çıkarttığımızda bizde bıraktığı etkiyi ve normal haliyle bizde bıraktığı etkiyi karşılaştırırsanız ne demek istediğim sanırım daha net anlaşılacaktır. Yolculuk yaparken araba içindeki diğer insanlardan sonra belki de en kıymetli dostumuzdur müzik. Okulda çalan müzik bizleri derse davet eder ve eve uğurlar. Alışveriş yaparken işyerinde çalınan müzik cezbeder bizi orada 3 değil de 5 dakika geçirmeye. Yürürken, koşarken mırıldandığımız ya da dinlediğimiz ezgidir müzik. Saymakla bitiremeyeceğimiz her yerde dolu dolu müzik. Doğumdan itibaren uzunca bir süre bizi uykuya daldıran ve ömrümüzün son anına kadar bize eşlik edecek olan, istesek dahi hayatımızdan tamamen çıkaramayacağımız bir sanattır bizim uğraşımız.
Her yaş grubunda, tüm statülerde değeri çok daha fazla görülmesi umudumla.
תגובות